Butik Karadeniz Yaylalar, Göller ve Vadiler Rize’nin Doğusu ve Artvin Yaylalarında Gizli Cennetlere Yerinden ve Yerlisinden Çok Özel Tur Programı

Aşağıda Inceleyebilirsiniz

1.GÜN:TRABZON-SÜMELA-RİZE KALESİ-MAÇAHEL

Buluşma noktamız Trabzon Havaalanı. Rehberlerimiz sizi havaalanında ve otogarda karşılayacak. Buluşup tanıştıktan sonra Sümela Manastırı’na doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1 saat sonra manastıra varmış olacağız. Yol süresince rehberimiz size manastırın özelliklerinden, bölge kültüründen ve folklorik yapısından bahsedecek. Manastıra vardığınızda alacağınız bilgiler pekişecek. Manastır gezimizden sonra dönüş yolunda Coşandere tesislerinde yöresel yemekleriyle tanınan otantik bir lokantada öğle yemeği yiyeceğiz. Yemekte kullanılan hemen her şey doğada ekolojik olarak üretiliyor. Lokantamız Manastıra sadece 20 dakika uzaklıkta. Çaylarımızı yudumladıysak yola çıkma vakti geldi demektir. Yaklaşık 5 saatlik bir yolculuk yapacağız ve Maçahel’deki pansiyonumuza yerleşeceğiz. Yol biraz uzun olduğundan ara molalarımız olacak. Rehberimiz sizlere Fotoğraf çekebileceğiniz yerleri hatırlatacaktır fakat sizin fotoğraf çekmek istediğiniz özel yerler olursa durmak için rehberden rica edebilirsiniz.

1780 metre yüksekliğinde bir geçitten aşarak Maçahel vadisine ulaşıyoruz. Karçal dağlarının uzantılarından biri olan bu tepede 10 dakikalık mola vereceğiz. Borçka KARAGÖL’ü ve eşsiz güzelliği ile Acar yaylasını, uzaklardan süzülerek dökülen şelaleyi ve vadinin diğer tarafındaki Maçahel vadisini kuşbakışı seyredip yola çıkıyoruz. Rehberiniz yol boyunca sizlere vadiyi ve vadi ile ilgili bilgiler verecektir sorularınızı hazır ediniz . Yolculuk ve heyecanın sizi nasıl acıktırmış olabileceğini bildiğimiz için geleneksel Gürcü yemekleriyle donatılmış bir masa sizleri bekliyor olacak.

2. GÜN: MAÇAHEL VADİSİ- MARAL & ŞELALESİ- CAMİLİ & CAMİİ – İREDİM KÖYÜNDE ÖĞLE YEMEĞİ

Sabah kahvaltımızı yöresel lezzetlerle dolu bir masada yapacağız. Bu vadide her şey organik, insanları da öyle . İlk varacağımız yer Maral köyü. Köy içerisinden yapacağımız yaklaşık 1,5 saat yürüyüşümüzün ardından Maral şelalesine varacağız. Şelalenin döküldüğü yerde küçük bir doğal gölet var. Rahatça yüzülebilen bu alanın ve yukarıdan dökülen suyun tadını çıkartmak için mayolarınızı yanınızda getirmenizi öneririz. Bir branda kabin hizmetinizde olacak  . Şelalenin tadını doya doya çıkarttıktan sonra tadı damağınızda kalarak, geri dönüş için şelalenin üst kısmına tırmanacağız. Burada bizi küçük de bir kır çay ocağı bekliyor olacak  . Çay ve ayran keyfinden sonra dönüşe geçiyoruz. Doğa olanca yabaniliğiyle çevremizi sarmalamış, anıt ormanların alabildiğince yükselmiş olduğu Maral vadisini içinize doya doya sindireceksiniz. Köyde yakacağımız kır ateşinde sucuklarımızı kızartıp, kumanyamızı tükettikten sonra aracımıza yerleşip pansiyonumuza dönecegiz. İsteyenlere, bölgeye yakın bir parkurda yaklaşık 1,5 saatlik bir yürüyüş teklifimiz olacak. Akşama sizleri tadını hiç unutamayacağınız leziz Gürcü yemekleri bekliyor.

3. GÜN:EFELER KÖYÜ – GORGİT YAYLASI

Sabah kahvaltınızı organik köy ürünleriyle yapacağınızı biz her sabah hatırlatmıyoruz çünkü siz zaten o lezzetleri unutamayacaksınız. Ardından sizleri Gorgit yaylasına götürecek olan aracınıza yerleşiyorsunuz. Gorgit yaylası 1700 rakımlı bir yayla. Halen yaşayan bir yayla olma özelliğinin yanı sıra, 35-40 kadar ahşap evi (çatıları halen ağaç kabuklarından yapılmış olma özelliği taşıyor), içerisinde anıt ağaçların bulunduğu bir yayla olması ise ayrı bir güzellik. Yaklaşık 3,5- 4 saatlik, biraz zorlu bir yürüyüşle varacağımız yaylada bolca dinlenme imkanı bulacayız. İsteyenler yayla içerisinde dolaşabilecekler. Fotoğraf çekmek, kumanyanızı alabildiğine büyük bir manzarada yemek başka bir keyif olacak sizin için. Akşam pansiyonda yorgun bedeninizi dinlendirirken, yüzünüzü gülümsetebilen bu günün geride bıraktığınız yaşanmışlıklarını anlatıyor olacak. Bu günkü parkur, Karçal dağlarının bütün güzelliklerini örnekler muhteşemliktedir.

4. GÜN: ÇAĞLAYAN VADİSİ-ÇAMLIHEMŞİN-GOBOCA-ELEVİT VE HACEVANAK YAYLALARI

Bu sabah yeni bir bölgeye yolculuk yapacağız. Yeni yerler, görsel ve duyusal çeşitliliğin en çok yaşanacağı bir gün olacak. Organik demiştik, her şey organik. Maçahel’in yemekleri, insanı gibi nasıl ki yaşamı da organik, bu gün göreceğimiz, duyacağımız ve tadacağımız her şey de organik olacak. Karadeniz’de zaman kavramı önemsizdir. Hayatı yaşarken zamanı değil hayatın kendisini takip etmekten zaman kavramını önemsizleştireceksiniz. Yani ne kadar kaldığınızın önemi yoktur. Giderken buruk ayrılacaksınız, geride bıraktığınız paylaşımları hafızanızda tekrar tekrar canlandıracaksınız. Biz sizi henüz şehrin beton yığınlarının arasına yollamayacağız. Daha görecek çok şey, yaşanacak çok anı var size düşen.

Maçahel vadisini geride bırakıp, sabahın erken saatlerinde, Kaçkarların eteklerine gitmek için yola çıkıyoruz. Tarihi 300 yıl eskilere dayanan Laz konaklarını görmek için Çağlayan vadisine giriyoruz. Tipik Laz mimarisiyle yapılmış geniş ve yayvan çatılı, çok odalı, ahşap ve taş işçiliğinin ince ustalıklarının konuşturulduğu, doğaya saklanmışçasına doğayla uyumlu konakları göstermeden olmaz diye düşündük.

Sizi fazlaca tutmayacağız burada, tadında bırakıp, tadına doyamadığınızı da bilerek yola çıkmalıyız yeniden. Yol boyunca ve fırtına deresinin yanından ilerlerken göreceğiniz köyler, kemer köprüler, insanlar ve aklınıza takılan ne varsa rehberiniz size anlatacak. Çamlıhemşin’de öğle yemeği yiyeceğiz. Hemşin mutfağının zenginliği kadar lezzetinin de iyi olduğunu bilmeyenler için söylüyoruz yemekler harika. Rehberimiz neden göbekli diye düşünenler cevabı burada bulacaksınız.

Yemekten sonra Elevit yaylasına gideceğiz. Adına türküler, ağıtlar, ninniler yaktırmış yayla yüzyıllar önce bölgenin en büyük yerleşiklerinden biriymiş. Tarihi dokular korunamadığı için geçmişin izlerini yıkıntılar oluşturuyor. Örneğin Doğu Karadeniz’in en büyük kilisesi bu yayladaymış. Eski İpek yolu üzerinde bulunan bölgenin tarihi dokusu yok olmuş sayılsa da, coğrafi özellikleri açısından keyif alarak dolaşacağınızdan eminiz. Yayla denizden 1800 metre yükseklikte, geniş düzlükleri olan, dağ yamacına yaslanmış muhteşem bir güzellikte. Buradan Haçevanak yaylasına doğru trekking yapacaksınız. Yaklaşık yürüme süresi 3-5 saat olacak. Ardından sizleri Chalet Goboca Dağ Evi Pansiyona götürüyoruz. İşletmecimiz İbrahim amcanın ve eşi Fatma annenin ince düşüncelerinin her yanınızı sardığını hissedeceksiniz. Yemekler Fatma annenin elleriyle yaptığı nefis yöresel lezzetler. Yemek konusunda duyarlı katılımcılarımızın özellikle memnun kalacağını düşünüyoruz. Akşam şömine başında temiz havanın serinliğini kırıp ısınmak isteyeceksiniz ve dinlenme salonu sizin bu isteğiniz için tasarlanmış.

5. GÜN: VERÇENİK – KAPILI GÖLLER – VERÇENİK (VARŞAMBAK) DAĞI ETEKLERİ

Bugün sizi Kaçkar dağlarının batısındaki ikici büyük zirvesi olan Verçenik ( varşambak 3711m ) dağının eteklerine götüreceğiz. 3000 metre rakımlı göller, göllere çıkarken yürüyeceğiniz enfes ve biraz da zorlanacağınız ama herkesin tamamlayabileceği bir parkur. Bu günü kaçırmayın ve mutlaka bu parkuru tamamlayın derim. Goboca dağ evi pansiyonumuzdan sabahın dağ ışıklarıyla yola çıkıyoruz. Sabahın dağ ışıkları sabahın körü değil gözünüzü korkutmasın  . Araçla yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra, adını eteklerinde kurulduğu dağından alan Verçenik yaylasına varıyoruz. Yayla denizden 2600 metre yükseklikte. Bu rakımda insanın kendini yenilemesi içten bile değil.  Kumanyalarınızı ve size verilen her şeyi yanınıza almanızı öneririz. Dağ havası ve Verçenik manzarası iştahınızı fena halde açacak . Yayladan ortalama 2 saatlik bir yürüyüşle kapılı göllere ulaşıyoruz. Parkur sizi biraz zorlayacak ama herkesin tamamlayabileceği bir yürüyüş. Yürüyüşümüzün sonda 2600 metrelerden 3000 metrelere çıkmış olacağız. Havanın açık olması sizlerin Kapılı göllerde yüzebileceği anlamına geliyor. Eminiz bu düşünce şimdiden heyecanlanmanıza neden oldu, o halde yüzme gereçlerini de yanınıza alıyorsunuz demektir, kaçırılmaz bir fırsat. Hasta olacağınızı düşünmeyin, dağ havası hasta etmez. Biz her açık havada göllere girmeye çelikleme diyoruz  bütün yorgunluğunuzu ve stresinizi alıp götürecek. Bizden söylemesi..

Yemeğimizi de göl kıyısında yiyeceğiz. Doğal dağ tesisleri size nefis bir göl manzarası sunuyor  göle düşen kara yüzlü Verçenik dağının ve koşuşturan bulutların gölgesini kaçırmayın.

Dönüş eğim aşağı olacak. Çıkışa göre daha rahat yürüyeceğiz ama ayak kaslarının alışık olmadığı bir yürüyüş tarzı bu, yürüyüşte daha çok yan bağlarınızı kullanacaksınız. Doğa yürüyüşlerinin önemi de burada, vücudu ayakta tutan kasları çalıştırır ve güçlendirir. Akşam pansiyonda Fatma annenin nefis ev yemekleri sizi bekliyor olacak.

6. GÜN: KAVRON YAYLASI – ÇENGOVİT GÖLLERİ – KARADENİZ GÖLÜ – ÇEYMAKÇUR YAYLASI

Adını Kaçkar dağlarının en yüksek zirvesi olan Kavron ( 3932m ) dağından alan Kavron yaylasına gidiyoruz. Pansiyondan çıkıp yaylaya araçla ulaşmamız yaklaşık 2-3 saatimizi alacak. Yolculuğumuz sırasında Çat köyü, Zilkale (zirkale), Çinçiva köyü, konaklar bölgesi, Çamlıhemşin, Xala (Hala –kale) köyü, Ayder yaylası, Kalegon, Galer düzü ve Aşağı Kavron yaylasını geçip Yukarı Kavron yaylasına ulaşıyoruz. Kavron yaylasında ( 2200 metre ) küçük bir çay molası vereceğiz ve araç yolculuğumuzun yorgunluğunu üzerimizden atıp Çengovit göllerine (3000-3100 metre) doğru yürüyüşe geçeceğiz. Yaklaşık 2,5 saatlik yürüyüşle önce Küçük Deniz gölünü, on dakikalık bir yürüyüşün ardından da Büyük Deniz gölünü göreceğiz. Göl kıyısında yemeğinizi yiyip bir süre dinlenme imkanı bulacaksınız. Su biraz soğuk ama çelikleme yapmak isteyenler bu fırsatı kaçırmasınlar  (çelikleme yani soğuk suda yüzmek yürümeden dolayı oluşan yorgunluğu, kaslarda biriken Laktik asidin yaptığı ağrıları alır ve vücutta toplanan kanın dağılmasına yardımcı olur). Yürüyüşün ikinci aşaması buradan başlıyor. Küçük deniz gölüne dönüp buradaki bir boğazdan Çeymakçur vadisine, Karadeniz Gölüne ( 2850 m ) iniyoruz. Parkur eğimli ve biraz zor ama herkesin inebileceği bir patika. Grubun geneli bu yürüyüşü yapmak yerine geri dönmeyi tercih ederse rehberiniz sizi geldiğiniz yoldan geri indirecek. Fakat geri dönüş yolu her iki parkur için aynı zorlukta. Karadeniz gölünden Çeymakçur yaylasına inerken Kemerli Kaçkar’ın eteklerinden geçeceksiniz. Yaylaya yaklaşık yürüyüşünüz 2-3 saat. Çeymakçur yaylasında araç bizi bekliyor olacak. Ardından Çat vadisinde Goboca köyündeki Goboca Dağ Evi pansiyonumuza geri dönüyoruz. Bu gün yorucu bir parkur yürüyüşü yaptık ve iki günlük bir rotayı tek günde bitirdik. Dinlenmeyi, vadinin atmosferini yaşamayı hak ettik sanırım. Akşam yemeğine kadar serbest zaman, tabi böyle bir aktiviteden sonra eğer zamanımız kalırsa.

7. GÜN: AVUSOR YAYLASI – BÜYÜK GÖL – AYDER – RAFTİNG VEYA ORTAN KÖYÜ HEMŞİN KONAKLARI

Bugün sizleri Laz yaylalarının en kalabalık ve adından en çok söz edilen yaylası olan Avusor’a (2400 m) götüreceğiz. Yayla kendi elektriğini bir ırmağa kurduğu dinamodan üretiyor, hayvancılık yoğun olarak yapılıyor ve bölgenin de en kalabalık yaylalarından biri.  Buradan yaklaşık 1,5 saat’lik bir patika yürüyüşüyle Büyük Göle ulaşacağız. Göl gerçekten de oldukça büyük. Dağlardan gelen kar sularıyla sürekli yenilenen suyu biraz da bu nedenden dolayı soğuk ama gene de yüzülebiliyor. Çelikleme yaparım ben diyenlerin mayolarını ve havlularını yanlarında götürmelerini hatırlatalım. Göl maceramızdan sonra yaylaya geri dönüyoruz. Burada öğle yemeğinizi yiyeceksiniz. Çaylar yorgunluğunuzu alırken, sizi bekleyen yeni maceraya da hazırlanıyor olacaksınız. Sırada Fırtına deresinde Rafting var. Türkiye’nin en iyi rafting parkurlarından biri olan Fırtına biraz da zorlu. İşte bu yüzden Rafting federasyonu hocalarımızın belirlediği alanda iyi ve güvenli bir iniş yapacaksınız. Rafting tercihe bağlı olduğu için fiyata dahil değil. Bu yüzden isteyen ücretini ödeyip inişini yapabilir. Raftingden sonra vadimize geri döneceğiz. Çamlıhemşin merkezi geçer geçmez konaklar mahallesindeki tarihi Hemşin konaklarını gezeceğiz. Bazı duyarlı ve kültürünü tanıtmaktan mutluluk duyan konak sahipleri konakların içini özel alanlara girmemek koşuluyla gezdirip tanıtıyor. Eşsiz vadi manzarasında, yeşile saklanmış konakların camekanlı balkonlarındaki sedirlere oturup çay ya da kahve içme fırsatınız bile olabiliyor.

Konaklar mahallesinden sonra küçük ama bir çok konağın da içiçe olduğu Ortan köyüne geçiyoruz. Burada tipik bir Hemşin köyü göreceğiz. Serenderlerin ince ustalıklarını gözlemleyeceğiz, insanlarının köy yaşantılarına yakından tanıklık edeceğiz. Ardından birkaç kemer köprüde fotoğraf ve gezinti molaları vereceğiz.

Pansiyona dönme vakti geldi. Eminiz ki vadideki atmosfer, yaşanılan adrenalin, çeşitlilik ve sürekli yenilenen zaman size Fatma annenin yemeklerini özletti.

8. GÜN: DÖNÜŞ

Sabah kahvaltımızı aldıktan sonra serbest zaman, öğlen saatlerinde  tesisten ayrılıp sizleri Araçla yaklaşık 2 – 2,5 Saatlik yolculuğun ardından Trabzona ulaştırıyoruz, Akşam saatlerindeki uçuşlarla Trabzon havalimanından uğurluyoruz  Başka bir RİTUR gezisinde tekrar sizleri ağırlamak dileğiyle.

 

BU TUR İLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKENLER
PAKET FİYATA DAHİL SERVİSLERİMİZ
PAKET FİYATIMIZ
(*) ile işaretlendirilmiş alanların doldurulması zorunludur.